Çocuk - Ruh Sağlığı

Çocuklarda Depresyon

TANIM, SIKLIK

Depresyon kelimesinin tam karşılığı “ruhsal çökkünlük” olarak tanımlanabilir. İnsanoğlu yaşamının her evresinde depresyona yakalanabilir ve bu çocuklar için de geçerlidir. Yani bir bebek de, okula çağındaki bir çocuk ya da ergenlikteki bir genç de depresyon yaşayabilir. Fark eden tek nokta; depresyonun dışardan nasıl göründüğü ya da yakınmalarının ne olduğudur.

Çocuklarda depresyon sıklığı kız çocuklar ve erkek çocuklarda eşit sıklıktadır. Depresyon sıklığına ilişkin yurt dışında ve ülkemizde yapılan araştırmalar; çocukların ortalama yüzde onunda, ergenlerin de ortalama yüzde yirmi-ellisinde tam bir depresyon tanısının ya da bazı depresyon belirtilerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır.

NEDENLERİ

Depresyonun nedeni tam olarak bilinmemektedir ancak çeşitli teoriler ileri sürülmektedir.

  • Genetik Yatkınlık: Belirgin bir genetik odak saptanmamıştır ancak bugüne dek yapılan araştırmalar ve klinik deneyimlerimiz ışığında; genetik yatkınlık en fazla doğrulanan hipotezdir. Anne veya babadan herhangi birisine ya da her ikisinde birden, özellikle de erken yaşlarında depresyon tanısı konulmuş ise, çocuklarında depresyon görülme sıklığı 2-4 kat daha fazladır. Diğer yakın akrabalarda bulunması da, uygun çevresel koşullarda depresyon yatkınlığını arttırmaktadır.
  • Sinir sisteminde uyarı iletiminde aracı rol oynayan; noradrenalin, dopamin, serotonin, asetilkolin vb başta olmak üzere birçok kimyasal madde vardır. Bu maddelerin kimyasal dengesindeki değişimlerin ilgili beyin bölgelerinin verimini bozduğunu ve depresyon belirtilerine neden olabileceğini gösteren yüzlerce araştırma mevcuttur. İlaç araştırmaları ve kullanılan ilaçlar da genellikle bu maddeleri yerine koymaya yöneliktir.
  • Beyini inceleyen araştırmalar; frontal bölge, hipokampus, sol anterofrontal, sol temporal bölge vb birçok alanda yapısal ve işlevsel olarak çeşitli anormallikler ortaya koymuştur.
  • Çocuklar ve ergenlerin depresyonlarında yaşam olayları ve çevresel koşullar çok büyük önemdedir. Kötü yaşam koşulları, sosyal destek sistemlerinde zayıflık, ebeveyn kaybı, felaketler vb travmatik yaşantılar, aşırı stres, ebeveynlerin ruhsal sorunları, olumsuz yetişme koşulları vb birçok çevresel sorun; bütün çocuklarda, özellikle de genetik yatkınlığı olanlarda depresyonu kolayca ortaya çıkarabilir. 

KLİNİK YAKINMALAR

Depresyon belirtileri farklı yaşlarda farklı özellikler gösterir. Çocuklar kendilerini net olarak ifade edemezler ve bazı depresyon belirtileri çevredekiler tarafından fark edilmeyebilir veya gündelik davranış sorunu gibi ele alınabilir.

Bebekler de depresyon yaşayabilirler. Bebekteki depresyonun en sık nedeni anne depresyonudur. Annenin ruhsal gerilimi çocuğa ilgisini aksatabilir, karşılıklı duygusal etkileşimini bozabilir. Bebek depresyonunun en belirgin özelliği çocuğun çevreyle etkileşiminin bozulması, genel huzursuzluk, iştah kaybı, gelişimin durmasıdır. Bazı bebeklik depresyonlarında, özellikle anne de depresyonda ise, çocuğun bağlanma süreçleri dahi bozulabilmekte, çocuğun çevreyle iletişimi bazen “otizm” ile karışabilecek derecede bozulabilmekte, hatta dil ve kas gelişimi dahi bozulabilmektedir.

İki altı yaş arası çocuklardaki depresyonun en belirgin özelliği; psikiyatride “regresyon” dediğimiz, o yaşa kadar ki gelişimsel kazanımların kaybedilmesidir. Yani; bağımsız davranmayı öğrenmiş bir çocuğun birdenbire annesine yapışmaya başladığı, yalnız yatmadığı ya da altını ıslatmaya başladığı vs görülebilir. Bunun dışında; durgunlaşma, mızmızlık, ilgisizlik, yerli yersiz öfkeler ya da ağlamalar vs gözlenebilir.

İlköğretim çağına ve ergenlik öncesine karşılık gelen 6-13 yaş arası dönemdeki depresyonun en belirgin özelliği çocuğun okul başarısının düşmesi ve ailesi ile arkadaşları başta olmak üzere çevresiyle ilişkisinin bozulmasıdır. Mutsuzluk, kolay ağlama, sıkıntı, öfke parlamaları, beslenme ve uyku düzeninde değişmeler, isteksizlik, kendine güvensizlik vb yakınmalar bu yaşa özgü belli başlı depresyon belirtileridir.

Ergenlerdeki depresyon ise başlı başına farklı bir tablodur. En belirgin özelliği, kimlik bocalamasını arttırması nedeni ile kişilik değişimine bağlı çeşitli risk alma davranışları ve ebeveynle çatışmadır. İçe kapanma, öfke patlamaları, arkadaş grubu içinde çatışmalar, okul başarısızlığı, isteksizlik, eve kapanma, uyku bozukluğu, benlik saygısında azalma, ölüm düşünceleri vb birçok yakınma ergenlerin depresyonlarında görülebilir.

TANI KOYMA

Tanı koyma süreci; ailesi başta olmak üzere çocuğun çevresindekilerin gözlemleri ile başlar. Yukarda anlatılan yakınmalar olduğunda, ani kişilik / huy değişimi olduğunda, çocuğun başından acı verici bir olay geçmişse, özellikle de aile bireylerinden birisinde depresyon öyküsü varsa, zaman kaybetmeden çocuk psikiyatri desteği alınmalıdır.

Tanı klinik ortamda çocuk psikiyatri uzmanları tarafından konulur. İyi bir anamnez (öykü), çocuk ve ebeveyn tarafından doldurulan birtakım ölçekler, gerektiği durumlarda ayrıntılı nöropsikolojik testlerle tanıya ulaşılır.

Ayrıca depresyonun nedeni ya da sonucu olabilecek bütün gelişimsel ve ruhsal sorunlar da ayrıntılı olarak ortaya konulmalıdır.

TEDAVİ

Çocuklarda depresyonun öncelikli tedavisi psikoterapidir. Yaşam kalitesinin aşırı bozulduğu durumlarda kimyasal destek amaçlı ilaç tedavileri, bilişsel davranışçı terapi, yapılandırıcı, destekleyici psikoterapi, aile danışmanlığı, gerektiğinde ebeveyni de tedavi desteğine yönlendirmek, uygulanabilecek belli başlı tedavilerdir.

UZUN SÜRELİ SEYİR

Çocuklarda depresyon, erişkinlere göre daha kolay tedavi edilir. Tedavi başarısı belli başlı etkenlere bağlıdır:

  • Erken yaşta başlayan depresyonların genetik yatkınlığa bağlı olma ve bu nedenle de nüksetme ya da kronikleşme olasılığı yüksektir.
  • Depresyon dönemlerinin çok yoğun geçmesi ve nükslerin fazla olması depresyonun erişkin yaşlara uzanacağının en belirgin göstergesidir.
  • Zeka geriliği, madde kullanımı, travma sonrası stres bozukluğu vb problemlerin eşlik etmesi tedaviyi zorlaştırır, kronikleşme olasılığını arttırır.
  • Tedavi uyumsuzluğu iyileşmenin gecikmesinin ve nükslerin en önemli nedenidir.
  • Anne ve babanın birisinde ya da ikisinde ruhsal hastalık olması depresyondan kurtulmayı zorlaştırmaktadır.

UZM DR AHMET ÇEVİKASLAN