Gazete
-
Terkedilen Çocuklar
1. Anne ve babaları tarafından terkedilmiş, istenmemiş çocukların psikolojisi hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz? Bu psikoloji yıllara göre nasıl değişiyor? Terk edilmek; yaşı ne olursa olsun her insan için travmatik bir deneyimdir. Terk edilen kişi çocuk, terk eden de anne veya baba olduğunda bu terk etmenin verdiği acı çok daha yoğun yaşanır. Çocuğun yaşadığı acının şiddetini sadece terk edilme değil terk edilme biçimi, öncesinde ve sonrasında yaşananlar da etkiler. Terk öncesinde aile içinde yoğun çatışmalar varsa, (çocuğun kendisine veya aileden bir başkasına uygulansın) korku ve şiddet ortamı var ise zaten çocuğun belleğinde yeterince acı birikmiştir. Terk deneyimi yaşanan acının en vurucu noktası olur. Terk edilme sonrasında, çocuğun bu travmayla…
-
Doğum Sonrası Depresyon ve Çocuğa Etkileri
Gebelik ve doğum sonrası dönemde birçok bedensel ve psikososyal değişim yaşanır. Örneğin; yapılan araştırmalar göstermektedir ki doğum yapanların yaklaşık yüzde onunda “doğum sonrası (postpartum) depresyon” görülmektedir. Mutsuzluk, isteksizlik, halsizlik, sinirlilik, uyku ve iştah bozulmaları vs. gibi klasik depresyon belirtileri ile farkedilir. Genellikle doğumdan sonraki ilk yıl içinde, seyrek olarak ikinci yılda görülür, en sık olarak da 2-8.haftalar arasında başlar. Doğum yapan her 10 kadından birisinde ortaya çıktığı bilinir ancak çoğu kez teşhis edilemez. Neden(ler)i de henüz bilinmemektedir. Östrojen, progesteron dengesindeki değişimler, hipofiz-hipotalamus eksenindeki hormonal değişimler, CAMP, triptofan vb maddelerin döngülerinde değişimleri sorumlu tutan araştırmalar yayınlanmıştır. Yaşamsal stresler, evlilik sorunları, istenmeyen gebelik, özgüven eksikliği, başka sağlık sorunları, geçmişte depresyon yatkınlığı, erken…
-
Çocuğunuzla Günü Konuşmak (Paylaşmak)
Günümüzde modern ailenin en büyük problemi zaman baskısı olsa gerek. Her iki ebeveynin de çalışması,şehir trafiği, yoğun okul temposu, rekabetçi iş yaşamı, tek ebeveynli aile yapısı vb birçok etken ailelerin yaşam temposunu ciddi şekilde etkiliyor ve aileler üzerindeki zaman baskısını da daha çok arttırıyor.Bu yüzden de anne babaların birbirleri ile yeterince zaman geçirmeleri ya da günümüzün moda deyimi ile birbirlerine kaliteli zaman ayırmaları giderek güçleşiyor. Oysa anne ya da baba ile beraber; yaşanan günü “şimdi ve burada” mantığı ile konuşmanın bir çocuk için ne kadar değerli olduğu tartışılmaz bir gerçek. En başta; karşılıklı diyaloğun olduğu bir eşit iletişim biçimi çocuk ya da ergen için eşi benzeri bulunmaz bir “ayna” işlevi…
-
Kekeleme
Doğal Olanın Sınırları, Anormal Olanın Boyutları Kekeleme; en basit tanımı ile akıcı konuşma güçlüğü ya da konuşmanın hızını ve ritmini ayarlama güçlüğüdür. Yapılan araştırmalara göre erişkinlerin % 1-2’sinde, okul öncesi ve okul çağı çocukların % 4’ünde görülür, daha küçüklerde yapılan bazı araştırmalarda % 15’e kadar oranlar öne sürülmüştür. En sık 2-5 yaşlar arasında başlar ve buluğ çağına gelmeden önce % 50-80’inin kendiliğinden ya da tedavi ile kaybolduğuna inanılır. Erkek çocuklarda kız çocuklara göre 2-3 kat daha sık görülür ve erişkin yaşlarda bu fark 5-6 kata çıkabilir, çünkü kızlarda kendiliğinden iyileşme daha fazladır. Klinikte çeşitli görünümlerde karşımıza çıkabilir. En sık; erken çocukluk çağında (2-5 yaşlar) başlar ve bu yıllar hızlı bir…
-
Bir Çocuksun Sen
ATV’de yayınlanan “Bir Şarkısın Sen” programında çocuklar sevilen şarkıları seslendiriyor. Hayalleri “sanatçı” olmak, şu an için çok ilgi görüyorlar. Ya sonrası? Türkiye çocuk şarkıcılara hiç de yabancı değil; Küçük Emrah, Küçük İbo, Küçük Onur… Dünya da öyle; çocuk yaşta sahneye çıkan, oyunculuk yapan çok. Peki ne kadarı tutunuyor? Sadece sahnelere değil hayata da… ATV’de yayınlanan “Bir Şarkısın Sen” programı izlenme rekorları kırıyor. “Hangi programdı o?” diye düşünenlere, “çocukların şarkı söyledikleri program” diyerek hatırlatmak mümkün. “Bir Şarkısın Sen”de Türkiye genelinde yapılan elemeler sonucu seçilen 20 çocuk son 50 yılın en çok sevilen şarkılarını seslendiriyor. Çocukların yaşları 10-16 arasında değişiyor. Hayalleri “sanatçı” olmak… Aralarından 13 yaşındaki Şebnem Keskin, güçlü sesiyle ön plana…
-
Çocuğa Uygulanan Şiddetin Sonuçları
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ahmet Çevikaslan, “Ensest ilişkiler, Türkiye’de üzeri kapatılan, hatta daha da acısı, üzeri kapatılması herkes için en hayırlısı olarak görülen bir durum” dedi. Çevikaslan, Kayseri Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen “Çocuğa Uygulanan Şiddetin Psikolojik, Sosyolojik ve Hukuki Sonuçları” konulu panelde, erkeklerde fiziksel şiddet, isim takma, hor görme, küfür gibi eylemlerin, kızlarda ise sözel tacizler ve cinsel şiddetin daha fazla görüldüğünü söyledi. İsim takma, itip kakma gibi eylemlerin artık gençler arasında normalleştiğini vurgulayan Çevikaslan, şöyle devam etti: “Şiddet reyting aracı haline getirildi. Özellikle magazin programlarına bakın, ünlüler birbirleriyle atışıyor. Bu ünlüler, çocukların hayran olduğu kişiler. Bunları yapımcılara ilettiğiniz zaman (o saatte çocuklar izlemesin, ne yapalım)…
-
Çocuk Hakkı mı, O ne?
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü. Dört aylık bir bebeğin sadece kız doğduğu için dövülerek öldürülmesi, düşes Ferguson’un gizli kamerayla ortaya koyduğu akıl almaz koruma evleri görüntüleri ve Üzmez’in 14 yaşında bir çocuğu taciz etmesine rağmen salıverilmesinin ardından bu günü iyi anmak pek de mümkün olmayacak. İşte taciz ve istismara uğrayan çocuklara dair uzmanların ve hukukçuların anlattıkları… Dört gün sonra, yani 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Biz bugünü anarken ne yazık ki iyi şeylerden bahsedemeyeceğiz. Aklımıza, Hüseyin Üzmez’in tecavüz ettiği 14 yaşındaki B.Ç. veya İngiliz düşes Ferguson’un çektiği insanlık dışı görüntüler gelecek… Dahası da var. Beş gün önce, Çorum’da 12 yaşında bir kıza tecavüz ettikleri ve onu fuhuşa zorladıkları…
-
Anne Cinayetleri Artıyor
Son hata içinde gündeme gelen “annecinayeti” haberleri toplumu bir hayli sarstı. Çünkü; “ana gibi yar olmaz” vurgusuyla yücelttiğimiz anne figürünün, çocuğu tarafından ölümüne neden olunması toplum vicdanını ciddi ciddi yaralayan bir durum. Sadece toplumun vicdanını değil; bireylerin alışılagelmiş bilişsel algı düzeylerini ve yargılamalarını da allak bulak eden olaylar bunlar. Çünkü anne; herkes için en güçlü bağımlılık nesnesi. Bizi rahatlatan, koruyan duygusal desteğimiz. Erişkin bile olsak annenin güven verici rolü zihinlerimizde sürüyor. İşte bu noktada bir annenin çocuğu tarafından öldürülmesi ciddi olarak soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Konuya ilişkin olarak, Nöropsikiyatri İstanbul Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatrı Uzm Dr Ahmet Çevikaslan ile görüştük. Çevikaslan; “Elbette ki bunlar çok ağır vakalar. Kişiler arasında…
-
Çocuklarda Cinsel Gelişim
— Çocuklarda cinsel gelişimin aşamaları nelerdir? Çocuklarda cinsel gelişim, önem sırasına göre sıralanabilecek birçok etkenle belirlenir. Biyolojik faktörler bunlar içinde en önemlisi ve başta gelenidir. Biyolojik faktörler dendiğinde, çocuğun anne karnında genlerle belirlenen cinsiyet yapısı ve hipotalamus, hipofiz isimli beyin bölgelerinden yaşam boyu salınan cinsiyet hormonları arasındaki denge anlaşılır. — Çocuğun cinsel gelişiminde anne babanın rolü nasıl olmalıdır? — Anne babanın, kendi cinsiyet rollerini sağlıklı olarak sergileme becerileri, çocuklarını yetiştirme stilleri de, çocuğun cinsel gelişiminde en önemli çevresel faktördür ve doğumdan erişkinliğe kadar her yaşta etkilidir. Çocuğun bakımı ile yakından ilgili, besleyici olmayı, model olmayı başarabilen anne babalar, bu noktada çocuğa daha yararlı olmaktadırlar. Anne veya babanın yokluğu, aşırı soğukluğu,…
-
Minik Bedenlerin Derdi Büyük
Bebeklerde de görülen depresyonun belirtisi iştahsızlık ve sinirlilik, bu konuda en önemli görev ailenin. Çağın hastalığı depresyon, artık sadece yetişkinleri değil, bebekleri ve çocukları da etkiliyor. Belirtileri hafif, orta ve şiddetli yaşanabilen depresyonun etkili biçimde tedavisi mümkün, ancak tedavi edilmediğinde kimi vakalarda intiharlara neden olabiliyor. Uzmanlar, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı ve diğer madde bağımlılıklarının en büyük gerekçesi olarak gösterilen depresyonun kendi kendine geçmesinin çok zor olduğunu belirterek kesinlikle doktora başvurulması gerektiğine dikkati çekiyorlar. Depresyon, çocuklarda sürekli üzüntü halinde olmak, etrafındaki insanları üzmek, kırıcı olmak, aşırı alınganlık ve şüphecilik, önceden hoşuna giden aktivitelerden uzak kalmak, aktivitelerin artık ilginç gelmediklerini ifade etmek, odasında yalnız daha çok vakit geçirmek gibi belirtiler gösteriyor. Bebekler de…