Çocuk - Aile ve Okul
-
Öğretmenlere Kısa Not:
Çocuk psikiyatride son yılların en popüler yakınması: Dikkat eksikliği. Çocukların sınıf ortamında konsantrasyonunu bozabilecek pekçok neden vardır. Klinik anlamda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu başta gelen nedendir, diğer psikopatolojik durumlarda da gözlenebilir. Ancak klinik dışı nedenlerin de (herhangi bir tanı konulmaksızın) çocukların konsantrasyonunu olumsuz etkileyebileceği akla gelmelidir. Öğretme ortamının konforunda yetersizlik, çocuğun öğrenme motivasyonunda eksiklik, ebeveynin takipte yetersiz kalması, öğrenme araç gereçlerinin eksikliği gibi durumlar da akla gelmelidir.
-
Karne ve Anne Baba Tutumları
1) Aileler hayal kırıklığı yaşadıkları karneler konusunda çocuklarına nasıl davranmalıdır? Aileler bu nedenle hayal kırıklığı yaşıyor iseler yaklaşımlarında bir sorun zaten var demektir. Karne anne babanın karnesi değil ki, çocuğun karnesi. İlk anda bir şaşkınlık yaşasalar da genelde soğukkanlı olmaları esastır. Zayıf karne getiren çocuğun akademik durumu ve böyle bir karne geleceği zaten tahmin edilebilir. Yapılabilecekleri özetleyecek olur isek: -Kontrolsüz öfke, suçlayıcı, kıyaslayıcı, rencide edici, suçluluk duyurucu yaklaşımlar doğru olmaz. -Birebir konuşularak; zayıf bir karnede kişisel sorumluluğunun önemli olduğu söylenmeli, zayıflığın nedenlerini bulmanın ve bundan sonraki süreçte eksikleri tamamlamanın daha önemli olduğu vurgulanmalıdır. -Aile de eksiklerin tamamlanmasında sözle ve eylemleriyle destek olmalı; çalışma disiplininin kurulması, zaman planlaması, akademik destek vb…
-
Kreş ve Ana Sınıfına Hazırlık
Okullaşma oranı bir ülkenin uygarlık düzeyinin en önemli göstergesi. Bu nedenle dünyanın çoğu ülkesi, olanakları ölçüsünde kendi vatandaşları için belirli bir süre temel eğitimi zorunlu kılar. Ülkemizde de bu yıl itibarı ile her Türk vatandaşının asgari on iki yıl öğrenim görme zorunluluğu var. Yeni sistemde okula başlama yaşının 66 aya düşürülmesi sanki okul öncesi eğitimi gereksizleştirmiş gibi anlaşılabilir ancak bazı noktalar da unutulmamalıdır: Okullaşmanın ve bilgi paylaşımının yaygınlaşması, çalışan ebeveynlerin çocuklarına ayırdıkları zamanın azalması, her gelen kuşağın daha sağlıklı ve gürbüz yetişmesi, çocuklarına erkenden iyi bir kariyer hazırlamak isteyen ailelerin talepleri ve devletlerin de bunu destekleyen politikaları gibi nedenlerle okullaşma yaşı giderek daha aşağılara inmekte, dünyada ve ülkemizde okul öncesi…
-
Boşanma Kararı ve Çocuklar
Ülkemizde; değişen koşullara bağlı olarak boşanma oranları da yıldan yıla artış göstermektedir. Boşanmaların çoğunda; ayrılık öncesi ve hatta sonrası da tartışmalı geçtiği için en çok çocuklar etkilenmektedir. Dolayısı ile evliliği kötü giden çiftler, çocuklarının varlığını ve olumsuz durumlarda onların daha çok zarar göreceklerini unutmamalıdırlar. Kötü giden evliliklerde karı koca arasındaki anlaşmazlıklar ve inatlaşmalar yalnızca kendi ilişkilerinde değil; çocuk bakımı ve eğitimi gibi konularda da yaşanır. Çatışmalı anne baba ilişkisi; çocuğun tutarlı ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini zorlaştırır, çocuğun kişisel gelişimi ciddi darbe alır ve böyle evliliklerde büyüyen çocuklarda davranış sorunları çok sıktır. Aile içinde; anne babada fiziksel ve ruhsal hastalıklar olması, işsizlik, ekonomik zorluklar, alkol ve madde kullanımı gibi…
-
Okulda İlaç Kullanımı
Çocuğun tıbbi tedavisi devamlılık gerektiren bir durumdur. Özellikle ruhsal tedavilerde, çocuğun yaşadığı dış çevre (aile ve okul) aynı zamanda bir terapi ortağıdır. Dolayısı ile tedavi ekipleri aileler ve okulla ile de uyum içinde olabilmelidir. Bazı tedavilerin okulda da sürdürülmesi gerekebilir. Örneğin çocuğun okulda ilaç kullanması, rehber öğretmeni ile terapi amaçlı görüşmeler yapması ve başka terapi düzenlemeleri gerekebilir. Tedavi takibi konusunda ruh sağlığı uzmanları ile okulların işbirliği genellikle iyidir ancak bazı istisnai durumlarda istenmeyen aksamalar çıkabilmektedir. Özellikle ilaç kullanımı konusunda bazı aksamalar olabilmektedir. Okulda ilaç kullanımında aksamalar olmasının birçok nedeni olabilir: Aksamalar; tedavi ekibinin, okulun, anne babanın veya çocuğun tutum hatalarından kaynaklanabilir. – Çocuğun arkadaşlarının, onun ilaç kullandığını görmesi ve çocuğun…
-
Okul Ortamında Çocuk Ruh Sağlığı
Okul yaşamı; 5 yaşından itibaren bütün çocuk ve gençlerin günlerinin önemli bir bölümünü geçirdiği yerdir. Okul ortamı çocuk için sadece bir öğretim kurumu değildir. Çocuk yaşıtları ile iletişime girmeyi öğrenir, sorumluluklar alır, arkadaş gruplarına katılır, öğretmenleri ve diğer otorite figürleri ile ilişkilerinin sınırlarını ayarlar, hedefler koyar, başarının hazzını tadar, başarısızlığı tolere etmeyi öğrenir. Sonuçta da, okul ortamındaki performans durumu, çocuk ve gençlerin günlük işlevselliklerinin önemli bir göstergesidir. Çocuğun yaşamında bu kadar yer eden okulun; çocuktaki birtakım ruhsal ve gelişimsel sorunlarından etkilenmesi beklenir elbette. Yeni ortamlara ya da değişen durumlara uyum sağlamak her insanoğlu için bir gerilim kaynağıdır, dolayısı ile belirli zamanlarda çocukların okul ortamında sıkıntı yaşamaları anlaşılır bir durumdur. Anaokuluna…
-
Okul Korkusu
Her yılın eylül ayı ülkemizin çocukları için çok önemli bir dönem. Çünkü, milyonlarca çocuk ve genç yeni bir öğrenim sezonuna başlıyor. Bunların önemli bir kısmı da okul ortamı ile ilk defa tanışıyor. İster kreşe, ister anaokuluna, isterse de ilköğretim okuluna başlangıç olsun; okul yaşamına atılan bu ilk adım, bazen kaygı oluşturabilecek kadar heyecanlı bir deneyim. Heyecan verici, çünkü çocuk, hayatında ilk defa, evinden uzakta, kapalı bir mekanda, yeni tanıştığı yaşıtları arasında en az yarım gün kalabilmeyi başarmak zorundadır. Üstelik bir yandan yaşıtlarının arasında sosyal uyumu ve duygusal olgunluğu artmakta, bir yandan da bedenini ve zihnini yormaktadır. Böylesine organize bir tempoya her çocuk kolaylıkla uyum sağlayamayabilir ve uyumsuz kaldığı noktada okul…
-
Okul Öncesi Eğitim
Ülkemizde, eylül ayı içinde milyonlarca çocuk okula başlıyor. Bunların önemli bir kısmı da okulla ilk defa tanışıyor. Ve tabi ki, son yıllarda ülkemizde de okul öncesi öğrenimin yaygınlaşması sonucu, 3-6 yaş arasında pek çok çocuk da kreş veya anaokuluna başlamak üzere veya başladı, alışmaya çalışıyor. Duygusal, sosyal ve zihinsel gelişimleri hala sürdüğü için de, 3-6 yaş arasındakiler daha ileri yaşlardakilere göre daha çok zorlanıyorlar. Zorlanmalarının anlaşılabilir gerekçeleri var. Bir kere, büyük çoğunluğu, evlerinden uzak ve farklı bir mekana yaşamlarında ilk defa giriyorlar. Hem de en haftanın birkaç günü en az yarım saat, kurallı bir ortamda sabırlı olmayı, yaşıtları ile işbirliği yapmayı öğreniyorlar, anne baba haricinde birilerinin gözetiminde kalmaya tahammül etmeleri…
-
Terkedilen Çocuklar
1. Anne ve babaları tarafından terkedilmiş, istenmemiş çocukların psikolojisi hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz? Bu psikoloji yıllara göre nasıl değişiyor? Terk edilmek; yaşı ne olursa olsun her insan için travmatik bir deneyimdir. Terk edilen kişi çocuk, terk eden de anne veya baba olduğunda bu terk etmenin verdiği acı çok daha yoğun yaşanır. Çocuğun yaşadığı acının şiddetini sadece terk edilme değil terk edilme biçimi, öncesinde ve sonrasında yaşananlar da etkiler. Terk öncesinde aile içinde yoğun çatışmalar varsa, (çocuğun kendisine veya aileden bir başkasına uygulansın) korku ve şiddet ortamı var ise zaten çocuğun belleğinde yeterince acı birikmiştir. Terk deneyimi yaşanan acının en vurucu noktası olur. Terk edilme sonrasında, çocuğun bu travmayla…
-
Çift Çekirdekli Ailelerde Çocukluk
Günümüz toplumunda en sık olarak boşanma nedeniyle, daha az oranda da çiftlerden birisinin ölümü nedeniyle pek çok evlilik, genellikle de travmatik bir şekilde erkenden sonlanmaktadır. Ancak evliliği sonlananların da yaklaşık dörtte üçü, hem de kısa süre içinde yeniden evlenmektedir. İşte bu ikinci kez (hatta daha fazla) yapılan evlilikler; hukuki, sosyal ve finansal açıdan pek çok sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Çocuğu olmayan yetişkinler (dullar) sonradan yaptıkları evliliklerde çok fazla zorlanmaz iken, en fazla sorunu çocuk sahibi yetişkinler (dullar) yaşamaktadırlar. Çünkü hem kendilerinin hem de çocuklarının yeni bir yaşam içinde konumlanmaları çok da kolay olmamaktadır. Yeniden evlenen anne baba belki de yıllar sonra bir kez daha, bilinmezlerle dolu “eş rolüne” hazırlanacak, bir…