Profesyonel Makaleler
-
Çocukta Konuşma Bozukluğunun Değerlendirilmesi
İnsanlar arasında iletişimi sağlayan ve yalnızca insan türüne özgü olan en önemli araç konuşma eylemidir. Düşünceler ses denilen sembollere dönüştürülerek konuşma aracılığı ile iletilir. Bu beceri de vücutta uyumlu çalışan birçok sistemin kontrolü altındadır. Konuşma davranışı ve temelde konuşmanın temel birimi olan sesin çıkarılması insan vücudundaki pek çok organı içeren karmaşık bir eylemdir. Sesin çıkarılmasında en önemli organ, boyundaki dil kökü ile nefes borusu arasında yer alan gırtlaktır. Gırtlağın iki görevi vardır. Hem solunum sırasında nefes borusuna hava dışında yabancı bir cisim girmesini önler, hem de ses çıkmasında temel organdır. Sesin çıkarıldığı asıl bölge solunum sistemidir. Bu sistem de diyafram, akciğerler ve nefes borusundan oluşur. Düşüncelerin ses sembolleri ile kurulu…
-
Kekeleme
Doğal Olanın Sınırları, Anormal Olanın Boyutları Kekeleme; en basit tanımı ile akıcı konuşma güçlüğü ya da konuşmanın hızını ve ritmini ayarlama güçlüğüdür. Yapılan araştırmalara göre erişkinlerin % 1-2’sinde, okul öncesi ve okul çağı çocukların % 4’ünde görülür, daha küçüklerde yapılan bazı araştırmalarda % 15’e kadar oranlar öne sürülmüştür. En sık 2-5 yaşlar arasında başlar ve buluğ çağına gelmeden önce % 50-80’inin kendiliğinden ya da tedavi ile kaybolduğuna inanılır. Erkek çocuklarda kız çocuklara göre 2-3 kat daha sık görülür ve erişkin yaşlarda bu fark 5-6 kata çıkabilir, çünkü kızlarda kendiliğinden iyileşme daha fazladır. Klinikte çeşitli görünümlerde karşımıza çıkabilir. En sık; erken çocukluk çağında (2-5 yaşlar) başlar ve bu yıllar hızlı bir…
-
Çocuklarda Depresyon
TANIM, SIKLIK Depresyon kelimesinin tam karşılığı “ruhsal çökkünlük” olarak tanımlanabilir. İnsanoğlu yaşamının her evresinde depresyona yakalanabilir ve bu çocuklar için de geçerlidir. Yani bir bebek de, okula çağındaki bir çocuk ya da ergenlikteki bir genç de depresyon yaşayabilir. Fark eden tek nokta; depresyonun dışardan nasıl göründüğü ya da yakınmalarının ne olduğudur. Çocuklarda depresyon sıklığı kız çocuklar ve erkek çocuklarda eşit sıklıktadır. Depresyon sıklığına ilişkin yurt dışında ve ülkemizde yapılan araştırmalar; çocukların ortalama yüzde onunda, ergenlerin de ortalama yüzde yirmi-ellisinde tam bir depresyon tanısının ya da bazı depresyon belirtilerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır. NEDENLERİ Depresyonun nedeni tam olarak bilinmemektedir ancak çeşitli teoriler ileri sürülmektedir. Genetik Yatkınlık: Belirgin bir genetik odak saptanmamıştır ancak…
-
Çocukta Obesite ve Ruh Sağlığı
Obesite, yani aşırı şişmanlık; en basit ve güncel tanımı ile vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğuna (m2) bölünmesiyle bulunan Vücut Kitle İndeksi esas alınarak ölçülen bir durumdur. Bu değerin yüzde seksen beşin üzerinde olması tıbbi takibi gerektirir, çünkü bu aşamadan itibaren obesiteye bağlı hastalıkların görülme sıklığı çok yükselir. Obesiteye bağlı sorunlar; kalp ve damarlar, hormon döngüsü, solunum, kemikler, mide bağırsak akışı ve sinirler başta olmak üzere bütün vücut sistemlerinde hastalık yapabilir. Örneğin; obes çocuklarla obes olmayanların yetişkinlikleri karşılaştırıldığında kalp damar hastalıkları iki kat, diabet üç kat daha fazla görülmektedir. Obes çocukların yüzde doksan dördünde bellek ve öğrenmeyi olumsuz etileyecek şiddette uyku apnesi gözlenmektedir. Kalça, diz ağrısı, epifiz kayması, bacaklarda torsion (bükülme)…
-
Çocukluk Çağında Depresyon
Depresyon, geçtiğimiz yıl içinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından en önemli on sağlık probleminden birisi olarak kabul edildi. Erişkinler için bu kadar önemli olan bu ruh sağlığı sorunu çocuklarda da tahmin edilenden çok daha yaygın olarak ortaya çıkabiliyor. Depresyon yaşayan çocuk daha mutsuz oluyor, neşesi kaçıyor, gündelik yaşantısında isteksiz veya verimsiz oluyor. Depresyonu yaşayan çocuklarda, gerek ailelerin fark etmemesi gerekse hekimlerin depresyon tanısı koymalarında yaşanan problemler nedeniyle bu sorun nedeniyle kliniklere yapılan başvuran sayısının çok daha az olduğu gözleniyor. Dr. Ahmet Çevikaslan, çocukların hem ekonomik, hem de sosyal açıdan ailenin kontrolü altında olmaları nedeniyle, üstelik yaşı küçük olanların kendilerini ifade etmelerindeki güçlükleri nedeniyle, öncelikle anne babaların veya çocuğu yetiştirmekle yükümlü olanların…
-
Enürezis (Alt Islatma)
TANIM, SIKLIK Klinik pratikte enürezis (enourin: Yunancada idrar yapmak) olarak da tanımlanan alt ıslatma; çocuğun gündüz ya da gece saatlerinde üzerini ya da yatağını ıslatması olarak tanımlanır. En az üç ay boyunca haftada en az iki defa olması ya da alt ıslatmanın çocukta ve ailede ciddi sıkıntı yaratması tedavi koşulu olarak kabul edilebilir. Sadece gece saatlerinde olabilir, hem gece hem gündüz olabilir, sadece gündüz saatlerinde olabilir. Çocuğun tuvalet kontrolünü hiç başaramadığı durumlar primer (birincil) tip olarak kabul edilir. Eğer çocuk altı ay, bir yıl gibi bir süre tuvalet kontrolünü başarmış ve sonradan alt ıslatması başlamışsa sekonder (ikincil) tip olarak kabul edilir. Primer tipte idrar kesesi (mesane) kontrolü hiçbir zaman kazanılmaz,…
-
Kardeş Kıskançlığı
Çocuk sahibi olmak ve çocuk büyütmek, evli bir çifti anne baba konumuna getiren bir basamaktır ve bu noktadan itibaren anne babalara bir hayli sorumluluk yüklenir. Yeni doğanın bebeklikten itibaren bakımı, zihinsel ve duygusal gelişimi, çocukluk ve ilk gençlik yılları her anne baba için ciddi sürprizlere açıktır. Bütün bu gelişim sürecinin sağlıklı olabilmesi ise; çocuk ile ebeveyn arasında kurulan sevgi bağı ve çocuğun aile içi ilişkilerdeki konumuna bağlıdır. Tek çocuğu büyütmek dahi bu kadar zorluk içerirken, çoğu aile; birden fazla çocuk sahibi olarak; tek çocuğa verebilecekleri emeği birden fazla çocuğa dağıtmaktadırlar. İşte; önemli bir zorluk burada başlar. Anne baba; birden fazla ve farklı yaşlarda olan çocuklarının bakım, sevgi, disiplin vb gereksinimlerini;…
-
Anne Baba Cinselliği
Bir insanın, bir başka insana olan sevgisini çeşitli eylemler, jestler, mimikler, tavırlar vs ile gösterebilmesi hem duygusal ve sosyal olgunlaşmasının göstergesidir, hem de karşılıklı ilişkilerde esnekliği ve anlayışı getiren bir koruma mekanizmasıdır. Bazen dokunma, sarılma, okşama, öpme gibi bedensel temas eylemleri, bazen gülümseme, göz kırpma vb jestler, mimikler, konuşma içindeki sevgi cümleleri, birtakım iltifatlar vs hepsi ikili ilişkilerde sevginin gösterildiği aracılardır. Üstelik birçok sevgi davranışı türe özgüdür, yani insan türü dışındaki hayvan türlerinde de benzer eylemler görülebilir. Bir anlamda sevgi ifadesinin genetik, hormonal, biyokimyasal boyutları da vardır. Özetle, kişinin karşısındakine sevgisini sunabilmesi biyolojik bir zeminde duygusal ve sosyal olgunlaşmanın göstergesidir. Klasik olarak anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile yapısı…
-
Anne Babanın Depresyonu
Depresyon en genel anlamı ile “ruhsal çökkünlük” olarak tanımlanabilir. Popüler kültürde kastedilenden daha öte bir anlamı olan; mutsuzluk ve isteksizlik başta olmak üzere halsizlik, enerji azalması, durgunlaşma, duygulanımda uygunsuzluklarla tipik, daha ileri boyutlarda ise uyku ve iştah dengesini bozabilen, zihinsel ve bedensel yavaşlamaya (ağırlaşmaya) dahi neden olabilen ağır bir ruhsal bozukluktur. Yaşam kalitesini bozması nedeniyle hem kişiye hem de topluma maliyeti yüksek bir ruhsal problemdir. Depresyon tablosu kişinin ruhsal durumunu bozmakla kalmaz, çevresindeki başka kişilerle iletişimini de bozabilir; çünkü depresyondaki bir insanın tahammül gücü daha az olabilir, duygu ve davranış kontrolü zorlaşabilir, sorumluluklarına eskisi kadar yetişemez, çevreyi algılama ve düşünme süreçlerinde dahi olumsuzluklar görülebilir. Çocuk sahibi erişkinlerde gelişen depresyonların çok…
-
Baba Yoksunluğu
DİE verilerine göre; ülkemizde hanelerin kabaca dörtte biri veya beşte birinde hane reisi görevini anneler yapıyorlar. Annelerin hane reisi görevi almalarının veya babaların yokluğunun en önemli nedenleri boşanmalar ve baba ölümleri. Boşanmalar dışında, hastalıklar, savaşlar, göçler vs de haneleri ve çocukları baba figüründen yoksun bırakmaktadır. Baba figürünün yoksunluğu kavramından söz ediyoruz, çünkü çocuk gelişiminde önemli bir eksikliktir babanın yokluğu. Babanın yokluğunun çocuğu nasıl ve ne yoğunlukta etkileyeceği çeşitli etkenlere bağlıdır: – En başta yaşanan olayın ne olduğu ve nasıl yaşandığı önemlidir. Ailede babanın (hangi nedenle olursa olsun) ölümü, her aile için bir yas demektir. Yasın da ailedeki her bireye farklı etkileri olur. Anne aynı yastığa baş koyduğu eşini kaybetmiştir, annenin…